Çok çok uzun zamandır okumak istiyordum bu kitabı. Türkiye'de yaşarken bir çok kitapçıya sormuş, bulamamıştım. O zamanlar internetten alışveriş yapma alışkanlığım da pek yoktu...
Sonra Cenevre'de ingilizce kitaplar da satan bir alışveriş merkezinde ingilizce versiyonuna rastladım ve hemen aldım!
Görsel idefix'ten alınmıştır.
Hayatımda okurken en çok etkilendiğim kitaplardandı. Bunda gerçek bir yaşam öyküsünü konu almasının da yadsınamaz bir payı var. Kitabın konusuna gelirsek:
Kitabın yazarı Mitch Albom üniversitede okurken sosyoloji profesörü Morrie'ye çok hayrandır, Morrie ona bir çok konuda yol gösterir. Fakat asıl hikaye Mitch mezun olduktan yıllar sonra başlar.
Mitch bir TV programında öğretmeni Morrie'nin ALS hastalığına yakalandığını ve bu dünyadaki zamanının oldukça sınırlı olduğunu öğrenir. Yıllardır iletişim kurmadığı öğretmenini ziyaret etmek için bir salı günü Morrie'nin yanına gider. Morrie Mitch'den o günden itibaren ölene kadar her salı günü yanına gitmesini ister, bu onların son dersleri olacaktır. O günden itibaren Mitch her salı günü Morrie'nin yanına gider ve bu yaşlı adamın hayata dair anlattığı hikayeleri dinler...Ölmekte olan adam yaşayan öğrencisine hayata dair bilmesi gerekenleri anlatır... Kitabı okurken beni etkileyen bazı cümleleri sizinle paylaşmak istedim:
1) "Ölüm bir hayatı sonlandırır, ilişkiyi değil!"
2) "Bu sadece sevgiyle değil, bir ailenin ne olduğuyla alakalı. Ailenin her zaman senin için orada olduğunu bilirsin. Hayatta başka hiç bir şey sana bu duyguyu vermez. Para vermez. Ün vermez. İşin vermez."
3) "Yaşlanmak sadece yıpranmak demek değildir. Yaşlanmak büyümektir. Öleceğini bilmenin negatifliğini düşünmek yerine öleceğini anlamak ve tam da bu yüzden daha iyi bir hayat yaşamaktır."
4) "Kim olduğunu kabul et ve bundan zevk al!"
5) "Gerçek şudur ki: Nasıl ölüneceğini öğrendiğinde, nasıl yaşanacağını da öğrenirsin."
Kitabı dilerseniz
şuradan alabilirsiniz.
Hamiş: Filmini izlemedim. Önce kitabı okumak istedim.